Oyuncu Koçu meselesi, üzerinde oldukça tartışılan, “iyi bir oyuncu asla oyuncu koçuna gerek duymaz, sadece amatör ya da yeni başlamış oyuncuların buna gereksinimi vardır” kanısında neredeyse her oyuncunun fikir birliğine vardığı bir konu.
Peki iyi oyuncu nedir?
İyi oyuncu, birden çok karakterde yeterli seviyede yaratıcı ve ikna edici performanslar sergilemiş oyuncular için kullanılan ve taşıması zor bir tanım. Taşıması zor çünkü her yarattığınız yeni karakterde kendi çıtanızı yükseltmeniz ve en büyük rakibiniz olan "bir önceki projedeki siz"i aşmak zorundasınız. Eğer ülkemiz standartlarında oyunculuk mesleği yapacaksanız ve sizden iyi bir oyuncu olarak bahsedilmeye başlandıysa karakter yaratım süreçlerini çok hızlı yapılandırmanız gerekir çünkü hem tiyatro hem de kamera önünde yer alacağınız projeler için ard arda yeni karakterler yaratmanız istenir. Bu hız içerisinde kendinize vakit ayırmakta da zorlanıp zihinsel anlamda oldukça yıpranabilirsiniz (Örn. Tükenmişlik Sendromu).
Bir karakter yaratırken birden çok tercihte bulunmanız gerekir ve her bir tercih ilk defa gittiğiniz günümüz teknolojisinden yoksun bir ülkenin bilmediğiniz meydanlarında girdiğiniz yeni bir sokak gibidir. Kaybolmak güzeldir ve bazen çok şey öğretir ama birçok zaman yorucu ve yıpratıcı da olabilir. Eğer aceleniz yoksa, sizi yormuyorsa ve macerayı seviyorsanız bu sokaklarda dilediğinizce gezme hakkına sahipsiniz ama eğer aceleniz varsa ya da kaybolmaktan yorulduysanız ve en doğru rota ile o şehirde görülmesi gereken tüm yerleri görmek istiyorsanız ya çok şanslı olmanız ya da bir rehberden yardım almanız gerekir. İşte oyuncu koçu da bir eğitmenden çok karakter yaratım sürecinde oyuncuya yol gösteren bir rehberdir.
İki aktör ya da aktris düşünün performansından birini diğerinden ayıramayacak ve ikisini aklınızda yarıştıramayacak kadar eşit derecede etkilendiniz. Diyelim ki bu performanslarına biri Oyuncu Koçu ile diğeri ise tek başına çalışarak hazırlanmış olsun. Eğer size bir tercihte bulunmanız ve hangisinin performansını daha etkileyici bulduğunuz konusunda fikrinizi sorsam, ne derdiniz? Cevabı “Tek başına çalışan Oyuncu” olanlar mutlaka vardır ve hiçbir yardım almadan yalnızca kendi becerileri ile bir karakter yaratmak elbette çok değerli ancak bunun seyirci üzerinde ne yazık ki hiçbir etkisi yok. Unutmayın ki bu konu üzerine böyle bir sorgulama yapmanıza sebep olmasam ve size onların karaktere hazırlık kısmını nasıl geçirdiklerinden bahsetmesem, hafızanızda sadece muhteşem performansları ile yer edinmiş iki oyuncu olarak kalacaklardı.
Seyircinin %99’u böyle bir sorgulamaya girmez. Seyirci için karaktere nasıl hazırlandığınızın ne zahmetler çektiğinizin ne kadar yorulduğunuzun hiçbir önemi yoktur. Seyirci sadece seyreder ve kendisini ne kadar ikna ettiğinize bağlı olarak ya sizi seyretmeye devam eder ya da sizden sıkılır. Seyirci acımasızdır, karakteri doğrudan algılayabilmesi ve yargılayabilmesi için karakterle baş başa kalmak ister. Siz oyuncu olarak seyirci ve karakter arasına girerseniz onları rahatsız edersiniz. Bazı oyuncular ne kadar iyi oynadıklarının altını çizmek için oyunlarını daha da parlatmayı tercih eder fakat bu hem karaktere hem bütüne zarar verir. Karakteri sahne içerisinde oyununuzla parlatmaya başlarsanız sizden, sizin kendinizi gösterme isteğinizden parçalar taşımaya başlar ve seyirci ile karakter arasına girerek karakterin gerçekliğini yitirmesine sebep olursunuz.
Oyuncuların çoğu ya bu mesleğin en keyifli kısımlarını unuttu ya da belirli bir popülerlikten sonra sıfırdan yeni bir karakter yaratmaya başlama safhasını es geçerek aynı skala içerisinde birbirinin çok benzeri karakterler arasında sıkışıp kaldı. Bu durum sadece kendi tercihleri ile gerçekleşmemiş ve sektör onları bu doğrultuda evriltmiş de olabilir.
Oyuncu Koçunun görevi sıkışmış ve mutlaka ya tekrara ya klişeye kaçacak olan oyuncuya uyarılarda bulunarak, ona bir rota çizerek, kaybolmadan doğru hedefe odaklanmasını ve bu yolu daha hem daha hızlı hem de daha rahat bir biçimde almasını sağlamaktır.
· Oyuncu koçlarının kendince geliştirdiği sistemler vardır ama hiçbiri profesyonel bir oyuncuya oyunculuk öğretmeye kalkmamalıdır.
· Oyuncu Koçları karakter ve performans odaklı olmalı, sağlam bir senaryo analizi ile karaktere bir yol çizebilmeli ve o yol içerisinde gizli şifreli deşifre ederek oyuncuya sürekli alan açmalıdır.
· Oyuncunun kendi özelliklerine göre belirlenmiş ve o karakter öznelinde işe yarayan yeni bir sistem kurmalı ve ilk set ya da prömiyer gününe kadar oyuncunun performansı en üst noktaya taşımalıdır.
Ülkemizde bu alanda işinin ehli eğitmen sayısı oldukça düşük olmakla beraber işlerinde giderek ustalaşan bir kuşak bu yolda sağlam adımlarla ilerlemekte. Şu an Türkiye’de Oyunculuk eğitmenlerinin çoğu, meslekte pek başarılı olamayıp akademisyenliğe kayanlar ya da meslekte çok popüler olduğu için -okulların marka değerleri artsın diye- okullara eğitmen olarak davet edilen oyunculardan oluşuyor. Alandaki bu "iyi eğitmen" eksikliği sebebiyle de eğitimlerinin büyük bir kısmını eksik ya da yanlış öğretiler oluşturuyor. Öğrenciler okul bittiğinde mesleğe tam anlamıyla hazır olduklarını düşündükleri anda profesyonel hayatta yaşadığı problemler ya da bir karakter yaratırken girdiği yanlış yollarda kaybolması sebebiyle ya özgüven kaybı yaşıyor ya da hastalanarak hiç yapamayacak hale gelebiliyor. İşte bu noktada da karaktere hazırlık sürecinde yolunu kaybeden oyunculara Oyuncu Koçları yardımcı olur.
Oyunculuk yapabiliyor olmak için birden çok yeteneğe sahip olmanız gerekir ve siz bu mesleği yaparken bu yeteneklerinizin bazıları bazı karakterler için eksik kalır. Örneğin; şarkı söyleyen bir karakter oynarken gidip ses eğitimi almanız ya da hiç bilmediğiniz bir yörenin ağızı ile konuşan bir karakteri canlandıracağınızda o yörenin ağızına hakim biri ile çalışmanız ne kadar doğalsa özgün bir karakter tasarlarken bir oyuncu koçundan yardım almanız da o kadar doğaldır.
Oyuncu Koçu ile çalışmak sizi amatör göstermez, mesleği ne kadar çok sevdiğinizi ve her zaman daha iyisini yaratmayı istediğinizi gösterir.
Comments